ÇOCUĞUM OKULA HAZIR MI ???
Bir çocuğun okula hazır olup olmadığını değerlendirmeden önce anne çocuk ilişkisine değinmenin gerekli olduğunu düşünüyorum.
Bir bebek dünyaya gözlerini açtığında uygun koşullar sağlanmışsa ilk temas ettiği şey ‘annenin memesidir’. Kendi uzantısı olarak gördüğü meme aslında çocuk için annenin kendisidir, yani anne eşittir meme. Zamanla dünyayı algılaması arttıkça ki bu yaklaşık birkaç aya denk gelir anneyi de tam olarak algılamaya başlar. Anne bebeğin emrindedir o ağlayınca gelir onun ihtiyaçlarını giderir onu besler, sakinleştirir, temizler, korur ve bütün bunları hiç aksatmadan yapar. Uzunca bir süre bebeğin bu ‘hizmete’ ihtiyacı vardır. Zamanla gelişim basamaklarını tamamlayıp da anneden kısmen bağımsızlaşmaya başladığında anne de bu kesintisiz hizmeti aşama aşama azaltır. Bu gelişim basamakları ve neler içerdiğini ayrı bir yazıda detaylı yazacağım için burada anlatmıyorum. Özellikle 3 yaşından sonra bir çocuk anneden birkaç saatin üzerinde ayrı kalabilmeli, yemeğini kendi başına yiyebilmeli, tuvalet ihtiyacını karşılayabilmeli (tuvalet temizli yapamayabilir ancak tuvalete yapar) ihtiyaçlarını sözel olarak ifade edebilmelidir. Bu yaş itibariyle sağlıklı gelişen bir çocuk anneden ayrılıp kreş, anasınıfı gibi bir ortamda başka bir yetişkinin gözetiminde evden ayrılabilir.
Dışarıda bir işte çalışmayan bir annenin çocuğunun bu tarz bir ortamla karşılaşması daha ileriki bir yaş dilimine denk gelebilir. Bu durumda da yaklaşık 60 aylık (5 yaş) bir çocuğun anneden ayrılıp okula başlayabileceği yasal sınırlarla belirlenmiştir. Ancak her 5 yaşını dolduran bir çocuk okula gerçekten hazır mıdır? Öncelikle buna bakmamız gerekiyor.
Yazımın başlarında da söylediğim gibi okul anne ile çocuğun arasına giren bir sosyal ortam ve kuralları olan bir yer. Daha önce hiç okul deneyimi yaşamamış bir çocuk zihinsel, fiziksel ve ruhsal olarak hazır olsa bile yine de sıkıntılar yaşaması kaçınılmazdır.
Genelde anasınıfı sürecini sıkıntısız bir biçimde geçiren çocuklar 1. Sınıfa başladıklarında daha hazırlıklı olurlar.
Ancak anasınıfı sürecinde anneden ayrılmayla ilgili sıkıntı yaşamış, uzun süre annesi olmadan sınıfa girmemiş çocuklar 1. Sınıfta ekstradan zorlanmaktadır.
Genel hatlarıyla bakacak olursak bir çocuğun 1. Sınıfa hazır olup olmadığını değerlendirmek için çeşitli testler kullanılıp aile ve çocukla yapılan görüşmeler ve öğretmenden alınan görüşlerin çocuğun hazır oluşuyla ilgili ciddi ipuçları verdiğini söyleyebiliriz.
Okula (1.sınıf) başlayan bir çocuğun;
Dil Gelişimini tamamlamış olması, kendisine söylenenleri doğru olarak anlayıp uygulaması ve ihtiyaçlarını, kendisiyle ilgili bilgileri (adı, yaşı vb.) söyleyebiliyor olması gerekir.
Öz bakım becerilerinin birçoğunu kazanmış olmalı( tuvaletini kendi başına yapıyor, yemeğini yiyor vs.)
Kaba motor ve ince motor beceriler diye adlandırdığımız koşma, zıplama kalem tutma vb. becerileri yapabiliyor olması gerekir; ancak fiziksel bir engeli olan çocuklar bunun dışında, onlarınki kalıcı bir durum olduğu için mutlaka diğer alanlarda gelişimini tamamlamışsa okula başlatılmalıdır.
Bilişsel gelişimi yaşıyla uyumlu olmalı, basit kavramları (büyük – küçük vb.), renkleri vb. biliyor olmalıdır
Sosyal – duygusal gelişim alanı benim en çok üzerinde durduğum alandır. Diğer gelişim alanlarında çocuk gelişimini tamamlamış olsa bile sosyal ve duygusal alanda yeterince gelişmemişse o çocuk okula uyum sağlayamaz.
Genel olarak karşılaştığımız ve okula hazır olmayan çocukların ciddi miktarda kısmını bu gelişim alanında takılanlar oluşturmaktadır. Anneden ayrılamayan, yaşıtlarıyla bağ kuramayan, öğretmeniyle ilişki kuramayan, sınıfın kurallarına uyamayan bir çocuğun 1. Sınıfa hazır olmadığı düşünülür.
Bir çocuğun okula hazır olup olmadığını belirlemek bir ekip işidir hiçbir anne baba, öğretmen ya da bu alanda çalışan uzmanlar bu konuda tek başına karar veremez. Çocuğunuzla ilgili böyle kaygılar taşıyorsanız mutlaka bu alanda çalışan bir ekipten destek almanız gerekir. Bu yazımı okullar açılmadan yazmayı planlıyordum bu zamana kaldı; ancak çevremden gelen bu sorular çocukların okula başlamış olmasına rağmen anne babaların kaygılarının hala azalmadığını düşündürttü. Bütün anne babalara ve öğretmenlerimize güzel, uyumlu bir okul süreci diliyorum. …