Bakımlı olmak çok önemli!!!
Bugün bakımlı olmak üzerine yazacam, hep güzellik uzmanları yazacak değil ya, güzelliği seven herkes bu konuda yazabilir ki bence yazıyor da. Gelelim öncelikle güncelde bakımlı olmak ne anlama geliyor. Bakımlı olmak, güzel olmakla daha doğrusu güzel görünmekle eş anlamlı kullanılıyor. Tekrar vurgulamak istiyorum güzel görünmekle eş anlamlı. Kadın veya erkek fark etmeksizin modaya uygun giyinme, saçını başını güzelce yapma, kadınların makyajsız çıkmaması, takıp takıştırmak. Aklınıza ne gelirse. Bazen o fazla yapılan şeyler, kek yaparken içine konulan aşırı ve gereksiz malzemelerin tatta bıraktığı etkiyi yaratıyor, ya şimdi bu kek mi diye sorguluyoruz ya, güzel olsun diye yapılan ama amacı tadının ötesine geçen ve tadını bozan etkiler misali, dışa yapılan o fazladan şeylerin hepsi böyle de bir etki yaratıyor. Bu da burada dursun. Takıya, tokaya, makyaja, güzel kokulara karşı değilim aksine çok severim, yerinde, zamanında ve gerektiği şekilde kullanıldığında 10 numara bir şey oluyor ve bazı insanlar bunu çok güzel yapıyor, hayranlık duymamak elde değil. Gerçekten çok güzel ayarlıyorlar ve bunun da bir yetenek olduğunu düşünüyorum. Bakımlı olmak deyince güzel olmak demişken bunun içinde zayıf olmak, kaslı olmak, cildini parlatmak, vs. bir sürü şey geliyor. Bunların nesi kötü, tabiki hiçbir yeri; ancak yapılan eylemin yapılma amacına baktığımızda kişiyi sağlıksız bir konumda tutabiliyor, etrafımız bakımlı olmak adına vücuduna çeşitli işlemler yaptıran insanlarla dolu. Burada şu konuya da açıklık getirmek isterim, diyelim kişinin vücudunda veya yüzünde kendini uzun zamandır rahatsız eden bişey var ve bu şey bütün hayatını olumsuz etkiliyor ve onu yapınca birçok şey düzene giriyor ve kendi ‘bütün’ iyiliği için bunu yapması gerekiyor, bu durum benim yukarıda bahsettiğim güzel görünmek çabasından farklı bir durum, o noktada kişi kendisini daha tamam ve daha iyi hissetmek adına yapıyordur. Genellemeler insanı çoğu noktada önyargılı bırakır, niyetim genelleme değil, genel olan bişeyin altını çizmek.
Şimdi gelelim bakımlı olmak adına güzel görünme çabalarının diğer ucuna. Bakımlı olmayı biraz açmak istiyorum, bakımlı olmanın kelime köküne bakarsak ‘bak-mak’ tan gelir. Bakmak kelimesi yani, bakmalıyız, nereye? İşte burada nereye baktığımız çok önemli. Bakımlı olmak bakmaktan geliyor, önce kendimize, sonra çevremize. Güzel ve anlamı çok geniş bir kelime bakımlı olmak. Her diğer şeyde olduğu gibi bunun da küçücük hatta minnacık bir yerini alıp uygulamaya başlamışız. İçe bakmakla başlayalım, içe bakmayı basitçe anlatırsam şu şekilde anlatabilirim. Bir araba düşünün, haftalık yıkatıp temizletiyoruz ya da biz temizliyoruz, iç dış arabayı temizliyoruz, hatta bazıları üzerine yazılar yazıyor, bazıları üzerine eklentiler taktırıyor, bazıları çift egzoz taktırıyor, neyse işte gereken bütün aksesuarlar vs. yapılıyor. Bunların hepsi az önce bahsettiğim güzel görünme çabası. Bir de arabanın iç kısmı var, açıp bakmadıkça göremediğimiz şeyler. Pek bilmem ama mesela yağ bakımı, triger kayışı, vs. ilgili olanların daha çok hakim olduğu bir sürü şey var. Bunların da belli bir düzende bakımının yapılması gerekir. Yapmayıp birkaç yıl geçirenler var, başına gelenler bilir, araba ciddi bir arıza verir ve vermekten kaçındığımız zaman, para ve enerjinin kat ve kat fazlasını veririz. Arabadan insana dönersek bizim de kendi içimizde bizi biz yapan bir sürü şey var, gerek vücudumuzun iç işleyişi gerekse duygu, düşünce, zihin dediğimiz somut olmayan ama somutu da etkileyen kısımlarımız olsun, bunlara da bakım yapmamız gerekir. Birçok insan bunu önemsemez. Dışta görünen kısım önemli diye hareket eder, bir insanın dışına yaptığı yatırımla içine yaptığı yatırımın paralel olması gerekir. Eş zamanlı yapamazsak da bir yerde durup dengeye getirmemiz gerekir. Bundan yaklaşık 15/20 yıl önce tek bir tarafa yatırımı daha çok ergenlerde görürdük, hepimiz o dönem yapmıştık, vücudun bir yerine odaklanmak, oraya ciddi yatırım yapmak ya da tek bir alana kanalize olmak o dönemin özelliğiydi ve bu olması gereken bişeydi. Ergen dengeyi kurmakta zorlanır, bir tarafa ister istemez daha çok ağırlık verirdi, yaş kemale erince nasıl olsa dengeye gelir denirdi. Şimdilerde ise yaş sınırı daha geniş bir skalada, 13 yaşındaki (ki çok doğal ) çocuk da 50 yaşındaki yetişkin de bu dengeden uzak kalabiliyor. Etrafımız 20 yaşında görünmeye çalışan 40’lı, 50’li yaşlarda insan dolu. Genç olmanın nesi kötü, hiçbir yeri, ama bulunduğumuz yaştan görünmeye çalıştığımız dönem arasındaki bu dengesizlik, yatırımların yine tek taraflı olduğunu gösteriyor. O kişinin bişeylere bakmaktan kaçındığını gösteriyor. Kimse benim onun annesi olduğumu anlamıyor, arkadaş sanıyorlar ya da bir aile babası gibi durmuyor (Neden acaba? ) ya da hiç kimse benim 30 yaşında olduğuma inanmıyor böyle ponçik olduğum için (30 gösteriyor bu arada 😁) ya da ben bir kitap kurduyum, her yerde, çocuklarımı parka götürdüğümde bile okurum ( çocuk ekrana bakıyor o esnada )… İçimizdeki enerji tek bir yeri beslediğinde burada bişeyler yolunda gitmiyor ve işin garibi bu tek yönünü besleyen insanların kendilerini dıştan inanılmaz ‘yeterli’ gösterdiği ancak içten içe inanılmaz yetersiz oldukları su götürmez bir gerçek.
Bazen etraftan duyarız, şu çok bakımsız biri, ay nasıl giyiniyor, ya hiç zevk yok, aaa neden makyaj yapmıyorsun bak yüzün çok güzel, aaa senin yaşın kaç ayol saçlarını bırakıyorsun, çok yaşlı duruyorsun (bu bana 😁 ),ay bunun sorunları mı var nasıl görünüyor böyle, ay bu adam da hep aynı şeyi giyiniyor… Bakın seslerin rengi değişse de hepsi aynı tondan çalıyor, enerjilerini tek bir yere vermiş, kendilerini o noktada daha güzel, daha akıllı, daha eğitimli, daha kibar, daha gösterişli, daha zengin… Daha ne varsa işte, o şekilde gösterme çabası içinde olan kişilerin ağzından ve içinden geliyor. Şöyle dönüp bakıyoruz, bu insanlar çok ‘bakımlı’, demek ki her şeye hakimler, onların bir bildiği var ki böyle diyorlar, ben de onları dinleyeyim! Yok ya, hiç de öyle değil, bakım hem içte hem dışta olan bişey, bakımlı olan her şekilde kendine ve çevresine bakım yapar, çöpü çöpe atmak da bakımlı olmaktır, fırsatı varsa her gün duş almak, temiz giysiler giymek, başkalarına haset edip kötülemek yerine kendi eksik yönlerine odaklanıp güçlenmeye çalışmak da bakımlı olmaktır, ailesine, çevresine iyi davranmak da bakımlı olmaktır, etrafında ihtiyaç sahibi olanları görüp onları desteklemek de bakımlı olmaktır, çocuklarına kahvaltı hazırlayıp onları huzurlu bir şekilde evden göndermek de bakımlı olmaktır… ; yani marka giyip, marka arabaya binip, saçları boyatıp, yaptırıp, ağzını yayarak cool (rahatımsı 🙂 ) görünmeye çalışmak, içindeki kaba insanı kibar konuşma çabasıyla bastırmak, diğerlerine güzel görünme amacıyla yapılan her şey gibi bütün bu şeyler bakımlı olmak değildir. Sen kimsin de bunları diyorsun diyebilir birileri, ben önce insan, sonra insanla çalışan bir insanım, bir insanın sadece saçından, yüzünden, arabasından ibaret olmadığını ve bunların hiç birinin o insanı insan yapmaya yetmediğini tecrübelerle farkında olan bir insanım ve bunları yazarken eleştirel değil yol gösterici bir dil kullanan bir insanım.
Bakımlı olmak güzeldir, bakımlı olalım 😊